Traduzioni di „Ouf“ nel dizionario turco » tedesco

puf SOST

puf

Puff m

puf

Hocker m

yuf

1. yuf → yuh

locuzioni:

yuf borusu

Trompete f

yuf borusu çalmak -e ugs

jemanden verhohnepiepeln, hinter jemandem herschimpfen

Vedi anche: yuh

yuh INTER fam

yuh

pfui Teufel!

obua SOST

obua

Oboe f

I . obur AGG

obur

gefräßig

II . obur SOST

obur

Vielfraß m

odun SOST

odun

(Brenn)holz nt

odun kesmek [veya kırmak]

Holz hacken

odun istifi

Holzstapel m

odun kütüğü

Holzklotz m

odun kömürü

Holzkohle f

oğul <-ğlu> SOST

1. oğul:

oğul

Sohn m

2. oğul:

oğul

Bienenschwarm m

okul SOST

okul

Schule f

okul arkadaşı

Schulkamerad(in) m (f)

okul avlusu

Schulhof m

okul çantası

Schultasche f

okul çocuğu

Schulkind nt

okul müdürü

Schulleiter(in) m (f)

okul tatili

Schulferien pl

okula gitmek

in die Schule gehen

okur SOST

okur

Leser(in) m (f)

oluk <-ğu> SOST

1. oluk:

oluk

Rille f

2. oluk:

oluk

Dachrinne f

3. oluk:

oluk

Zuleitung f

oluş SOST

1. oluş:

oluş

Geschehnis nt

2. oluş:

oluş

Entstehung f

omur SOST (der Wirbelsäule)

omur

Wirbel m

omuz SOST

1. omuz:

omuz

Schulter f

locuzioni:

omuz

Achsel f

omuz silkmek

mit den Achseln zucken

onun PRON

onun Genitiv von o:

onun

ihr(e), sein(e)

onun gibileri

seinesgleichen/ihresgleichen

onun için

seinetwegen/ihretwegen

onun tarafından

seinerseits/ihrerseits

onun yüzünden

seinetwegen/ihretwegen

Vedi anche: o , O

o <-nu> PRON

1. o:

o

er/sie/es

2. o:

o

jene(r, s)

3. o:

o

der/die/das dort

o derece

dermaßen

o derece

desto

o halde

in diesem Fall

o halde

also, folglich

o kadar

dermaßen

o kadar

so sehr, so viel

o sırada

in diesem Augenblick

o sırada

währenddessen

o zaman

damals (wenn es so ist)

o zaman

in diesem Fall

o zamandan beri

seitdem, seither

o zamandan itibaren

von da an

o zamanki

damalig

o zamanlar

damals

O, o SOST

O

18. Buchstabe des türk. Alphabets

onur SOST

1. onur:

onur

Ehre f

2. onur:

onur

Stolz m

oruç <-cu> SOST RELIG

oruç

Fasten nt

oruç tutmak

fasten

oruç zamanı

Fastenzeit f

otuz NUM

otuz

dreißig

I . oyuk <-ğu> SOST

1. oyuk:

oyuk

Hohlraum m

oyuk

Loch nt

2. oyuk:

oyuk

Rille f

II . oyuk <-ğu> AGG

1. oyuk:

oyuk

ausgehöhlt

oyuk

hohl

2. oyuk (Augen):

oyuk

ausgestochen

oyun SOST

1. oyun:

oyun

Spiel nt

2. oyun (Schach):

oyun

Partie f

3. oyun:

oyun

Schauspiel nt

4. oyun:

oyun

Spieltechnik f

5. oyun:

oyun

Volkstanz m

6. oyun:

oyun

Betrug m

oyun

Schwindel m

locuzioni:

oyun

(böser) Streich m

oyun arkadaşı

Spielkamerad(in) m (f)

oyun arkadaşı

Mitspieler(in) m (f)

oyun kâğıdı

Spielkarte f

oyun konsolu

Spielkonsole f

oyun kuralı

Spielregel f

oyun otomatı

Spielautomat m

birine oyun oynamak [veya etmek]

jdm einen Streich spielen

oyun sahası

Spielfeld nt

oyuna gelmek

hereinfallen

oyuna getirmek -i

drankriegen jdn

oyuna katılmak

mitspielen